Ünlü tiyatro sanatçımız Yıldız Kenter; uzun yaşamasını sürekli çalışma ve hareket halinde olmasına bağlamıştı. Kenter; son yıllarına kadar kendi işini kendi görebilecek kadar sağlıklı ve zindeydi.
Her rolü başarı ile oynayabileceğine inanırdı. Durumunu, ‘Ben mesleğimde aç gözlü bir insanım,’ diye açıklamıştı.
- Temizlik Yapmayı Severdi… -
Evindeki her türlü işini kendisi görürdü. Temizlik yaparken, etrafı süpürürken hiç gocunmazdı. Kendisiyle yapılan bir röportajda, ‘Değil evimin, tiyatromun tuvaletlerini bile kendi ellerimle ovacak kadar temizliği severim,’ diyecekti.
Kenter; işini/mesleğini her zaman önde tuttu. Bazen mesleğini, evine, ailesine tercih etmek zorunda kaldı. Biricik kızı, yüksek ateşle hasta yatağında iken, oyunu ertelemedi.
Şansa inanırdı. Hayatın kendisine şanslı bir yazgı hediye ettiğini söylerdi.
- Lezzetli Yemek Pişirirdi; Bakla Favası Muhteşemdi… -
Oyuna çıkmadan önce dua ederdi. ‘Yüz aklığı isterim. Başım yere gelmesin, utanmayayım sahnede,’ diye amacını açıklardı.
Eşi Şükran Güngör’ün naklettiğine göre; çok aceleciydi. Bir haftada yapılacak işin bir saatte bitirilmesini isterdi. Titizlik ve acelecilikten doğan tatlı telaşın sahibiydi. Ama ev hanımı kimliğiyle fevkaladeydi. Temizliği, titizliği, ev düzeni, misafir kabul etmesi, yemek çıkarmasıyla örnekti. Becerikli aşçıydı. Mantarlı tavuk ve bakla favası muhteşemdi.
Şükran Güngör’ün ifadesiyle, ‘Böylesi meziyetlerle donanmış hanımla yaşamak ayrıcalıklı mutluluktu!’
Ali Hikmet İnce yazdı.
Süzme Haber