‘Milli Emniyet’le münasebetim askerliğimi yaparken başladı. İstanbul teşkilatı, o zamanlar Vilayet’e giderken soldaki binadaydı, ben de orada çalıştım …’
Türk sinemasının siyah-beyaz dönemine altın harflerle adını yazdıran Orhan Günşiray, hayatının en önemli sırrını bu cümlelerle açıklıyordu. Ünlü aktörün - Gazeteci Yener Süsoy’a - aktarımına göre, örgütle ilişkisi uzun yıllar devam etmişti:
‘Sinemaya girdiğimde geçmişte orada görev yaptığımı bilen olmadı. 1951’de Türk Mata Hari’si denilen Adalet Pi adlı çok iyi dans eden esmer güzeli bir kadın İstanbul’a geldi. Bu korkunç kadın, Tepebaşı Cumhuriyet Gazinosu’nun barında çalışıyordu. Rus politikacılar, konsüller her gece 02’den sonra hem orada, hem de kadının evinde toplanıyorlarmış. Kadın Tarlabaşı’nda kiraladığı bir evde oturuyordu. Milli Emniyet, beni onu takip etmekle görevlendirdi. Her gece çalıştığı yere gidiyordum, sonunda dost oldum. Nihayet aldım anahtarını, bizimkilere verdim, evde araştırmalar, gerekenler yapıldı. Sonunda MİT gereken kişileri aldı, bitti iş. Sonraki yıllarda başka görevlerim de oldu, onlar benimle toprağa gidecek, sana anlatamam…’
Süzme Haber