Grande Mosquée de Paris, dilimizdeki adıyla Paris Büyük (Ulu) Camisi, şehrin Quartier Latin Mahallesi’nde çok geniş bir alana inşa edildi. Planlarının çizilmesi, uygun yer araştırması yıllar sürdü; inşasına 1922’de başlandı ve 1926’da da hizmete alındı.
Paris Ulu Camisi’nin yapımında Fransız makamlarının katkısı/desteği tartışılmazdı. Fransa, Verdun Savaşı’nda yitirdiği 28 bin, Birinci Dünya Savaşı’nda kaybettiği 70 bin Müslüman askerinin - büyük çoğunluğu Cezayir asıllıydı! - anısına projeye destek verdi. Caminin ana gövdesi Mudejar stilinde, Fas’ın Fes kentindeki ünlü Karaviyyin Camisi’ni andırıyordu. 33 metre yüksekliğinde kare miranesi, Tunus’taki Ulu Cami’den esinlenmişti. Külliyenin bütünü Fas mimarisinden etkilenmişti. İçinde enstitüsü, hamamı, kültür merkezi, restoranı, kafeteryası mevcuttu.
Cami, 15 Temmuz 1926’da, dönemin Fransa Devlet Başkanı Gaston Doumergue tarafından açıldı. İlk namaz, Şaziliye tarikatı şeyhi - Cezayir asıllı! - Ahmet el-Alevi tarafından kıldırıldı. Külliyedeki İslâm Enstitüsü’nün ilk rektörü Gadduri Bin Cabrid’di. 20 yıl görev yapan Cabrid, caminin bahçesindeki hazreye gömüldü.
Paris Büyük Camii’nin şeref defterindeki kayıtlara göre, 34. Osmanlı Hükümdarı, 113. İslâm Halifesi 2. Abdülhamit ile Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi, 1. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün mütevazı maddi katkıları olmuştu. Yardımların tam miktarı açıklanmazken, Paris Büyük Camii İmamı ve İslâm Enstitüsü Rektörü Abbas Bencheikh El Hocine, Türk yetkililerin ilgisinden memnuniyet duyduklarını belirtmişti. Türkiye’de Atatürk konusunda çalışan yazarlara göre, Mustafa Kemal Paşa’nın Paris Büyük Camisi’ne yıllık yardımı 10 bin Fransız frangı kadardı. İaneleri ölümüne kadar düzenli şekilde sürmüştü.
Paris Ulu Camii, son İslâm Halifesi 2. Abdülmecit’in son yolculuğuna uğurlanmadan önce bekletildiği mekandı. 2. Abdülmecit ya da Abdülmecit Efendi, 1924’de Fransa’nın Nice şehrine yerleşti. 1939’da da Paris’e geldi. Cuma namazlarını Ulu Cami’de kılardı. Cemaat de sürgündeki halifeye saygı gösterirdi. Abdülmecit Efendi, 1944’de Paris’te vefat etti. Cenazesi Ulu Cami’ye getirildi; tahnit edildi ve bodrumuna konuldu. Ailesi ülkeye - Türkiye’ye! - dönebileceklerini düşündüklerinden, gömülmesine izin vermedi. Mumyalanmış cenaze tam 10 yıl bekle(til)di. Cami yönetimi, halifenin cenazesinin alınmasını istedi. Abdülmecid Efendi’nin naaşı 1954 yılında Medine‘ye nakledilerek Cennetül Bâki Mezarlığı’na defnedildi.
Resmi kayıtlarına göre Paris Ulu Camisi, İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerden kaçan Yahudiler için bir sığınak vazifesi de gördü. İslâm enstütüsünün müdürü, Yahudilere Müslüman kimliği ve(di)rerek, külliyede - geçici de olsa! - saklanmalarını/barınmalarını sağladı.
Ali Hikmet İnce yazdı.
Süzme Haber