Yılmaz Güney ile Nebahat Çehre arasındaki ilişki inişli çıkışlıydı. Güney, Çehre’yi çok sever, ama çok eziyet ederdi. Belki de bu davranışlarından garip bir keyif alıyordu.
1966 yılında Eşrefpaşalı filmi çekiliyordu. Başroldeki kadın oyuncu her zamanki gibi Nebahat Çehre’ydi. Yapımcı ise Güney’in Adana’dan hemşehrisi, sırdaşı Abdurrahman Keskiner’di. Güney, Keskiner’den içinde gerçek kurşunlar bulunan tabancasını getirmesini istedi. Çehre’nin başına da büyük cam su bardağı koydu. Çehre, ‘Yılmaz imkânı yok oynamam. Sahici kurşun kullanma, yalvarırım! Ben canımı sokakta bulmadım,’ diye feryat ediyor ağlıyordu. Güney karşılık vermedi; geri dönüp yirmi adım uzaklaştı. - Herkes nefesini tutmuş, olacakları bekliyordu. - Ardından da nişan alıp tetiğe bastı. Cam bardak bir anda tuz buz oldu.
Nebahat Çehre katıla katıla ağlıyordu. Mermi bir - iki santim aşağıya gelse güzel yıldız terk-i dünya edebilirdi …
Ali Hikmet İnce yazdı.
Süzme Haber