Eski Başbakan Bülent Ecevit’e ait pek çok anı gün ışığına çıktı.
Ecevit’i 25 yıl boyunca yakından izleyen gazeteci Mehmet Çetingüleç’in kaleme aldığı, ‘Ecevit’in Anıları: 12 Yıl Saklı Tutulan Veda Sohbetleri’ adlı eseri Doğan Kitap’tan çıktı. Çetingüleç kitabında, Ecevit Ailesi ile ilgili birebir şahit olduğu ve dinlediği olayları anlatıyor. Kitapta, Ecevitlerin özel yaşamlarından küçük anekdotlar da yer veriliyor.
Anılarda anlatıldığına göre, Ecevit, ekonomide tek adam-patron koltuğuna oturttuğu Kemal Derviş’ten hiç memnun değilmiş. Derviş’i Amerika’dan çağırttığına ve kabineye soktuğuna çok pişman olmuş, büyük hayal kırıklığına uğramış. Ecevit’e göre, Derviş ‘şeytani planlar içindeymiş’. Kemal Derviş, Amerika’ya gittikten sonra 12 gün boyunca Türkiye’den arayan hiç kimse ile görüşmemiş, telefonlarına cevap vermemiş; Ecevit’in telefonlarına da çıkmamış. Ekonominin tam toparlanmaya başladığı, alınan tedbirlerin olumlu sonuçlarının görüldüğü bir sırada Ecevit ile baş başa görüşüp, istifa etmesinin ülke için yararlı olacağını söylemiş. Cüretini bir adım daha ileriye götürüp, erken seçimin elzem olduğunu tekrarlamış. Ecevit, Derviş’in isteklerine-önerilerine çok kızmış ve partisini bölmek niyetinde olduğunu anlamış. Nitekim çok geçmeden DSP parçalanmış. Ecevit, ihanete uğradığını fark etmiş. Koalisyon hükümetinin ipi Washington’da çekilmiş. Ecevit, Derviş’in ABD tarafından Türkiye’nin geleceğinde önemli bir aktör olmaya, önemli roller üstlenmeye hazırlandığını da fark etmiş.
Mesut Yılmaz, Başkan Bush İle Görüşmeye Çalışmış
Ecevit, hükümetin bir başka ortağı ANAP ile de çeşitli problemler yaşamış. ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, - Ecevit hasta iken! - ABD’ye gidip Başkan Bush ile görüşmeye çalışmış. Yılmaz’ın ABD’ye neden gittiği ve Bush ile ne görüşeceği hep sır kalmış. Yılmaz, diğer kabine ortağı MHP’den memnun değilmiş. MHP’nin hükümetten gönderilmesini, yerine DYP’nin getirilmesini birkaç kez önermiş. Ecevit, Yılmaz’ın isteklerini geri çevirmiş.
Ecevit’e göre, Türkiye’nin ABD’nin Irak Operasyonu’na destek vermemesi, hükümetin düşürülme sebepleri arasındaymış. Eğer Ecevit başkanlığındaki hükümet, ABD’nin isteklerini yerine getirse, ABD Türkiye’yi hoş tutarmış, daha çok destek verirmiş. Ama Türkiye bölgede ve dünyada saygınlığını yitirirmiş.
Hüsamettin Özkan Anayasa Kitapçığını Geri Atmış
Meşhur Anayasa kitapçığını fırlatma olayına gelince: Evet, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, MGK toplantısında, Ecevit’e kitapçığı atmış. Ama Sezer’e de kitapçık fırlatılmış. Hükümette Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunan Hüsamettin Özkan, önlerine atılan anayasa kitapçığını ‘geldiği şekliyle’ Sezer’e iade etmiş-geri göndermiş. Sert bir konuşma da yapıp, olayı protesto etmiş. Cumhurbaşkanlığı yaveri ve diğer kamu görevlileri, ‘kavga çıkabilecek’ diye araya girip tedbir almaya çalışmış.
Ecevit, 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanı’nda meydana gelen olayları ve sonucundaki kitlesel ölümleri, ‘kontrgerilla’ diye bilinen oluşumun gerçekleştirdiğine inanıyormuş. Bu konudaki şüphelerini ve öngörülerini Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e iletmiş. Ecevit’in iddiasına göre, kendisine yönelik gerçekleştirilen iki suikast girişiminde adı geçen oluşumun parmağı olabilirmiş.
Rahşan Hanım Çay İçmeyi Sevmezmiş
Kitapta, Rahşan Ecevit’in çay içmeyi hiç sevmediği, ancak Bülent Ecevit’in aşırı çay tutkusundan-sevgisinden dolayı içiyormuş gibi yaptığını da öğreniyoruz. Rahşan Hanım çay bardağını dudağına götürüp içer gibi yaparmış. Çocukluğunda ve genç kızlığında hiç çay içmemiş, hep süt tüketmiş.
Ecevit Ailesi, ‘Keşke çocuğumuz olsaydı,’ diye hayıflanmamış. Yaşamları öylesine yüklü, öylesine gerilimliymiş ki, yaşadıkları sıkıntıların içine çocuk sokmak istememişler. Rahşan Ecevit’e göre, çocuk sahibi olsalarmış, yaşamları böylesine hareketli ve dolu geçmezmiş.
Bülent Ecevit CHP Genel Başkanı iken, parti meclisi üyesi bir bayanın ‘beraber olma isteğini’ geri çevirmiş. Ecevit, duygularını açan hanımı odasına davet etmiş, ‘Kusura bakmayın, ben eşimi çok seviyorum,’ demiş. Bülent Ecevit’in Rahşan Hanım’a ne kadar bağlı olduğunu gören-anlayan kadın geri çekilmek zorunda kalmış. Bülent Ecevit gençliğinde de fazlaca utangaçmış, hiç flörtü-ilişkisi yokmuş; dans etmesini de bilmezmiş.
Ali Hikmet İnce yazdı.
Süzme Haber