Ünlü İngiliz siyaset adamı Winston Churchill, Çanakkale Savaşları’nda Türklere karşı kimyasal gaz kullanılmasını önermiş, karşı çıkan az sayıdaki politikacıya da ‘Türkler insan değildir ki!’ demek cüretini-küstahlığını göstermişti.
Churchill, azılı bir Türk düşmanıydı. Çanakkale muharebeleri başladığında, İngiltere Hükümeti’nin Deniz Bakanlığı koltuğunda oturuyordu. Ordu-savaş hakkında hayatî karar veren iki koltuktan birinin sahibi-sorumlusuydu. İngiliz kuvvetlerinin hızlı hareket etmesini ve kesin sonuçlar almasını istiyordu. Ama mağrur İngilizler, Çanakkale’de kilitlenmişti; günler, haftalar geçiyor bir adım ilerleyemiyordu. Büyük Britanya Ordusu’nun en güzide deniz kurmayları ve gözde deniz gücü çakılıp kalmıştı. Çanakkale’yi aşıp İstanbul’da zafer topları atacaklarına inanan İngilizler krize girmişti. Muhalefetin ve parti içi karşıtlarının karşısında koltuğundan olmak istemeyen Deniz Bakanı Churchill, ‘şeytanın ipine sarılmıştı’: Devletler hukukunca insanlık suçu diye tarif edilen ‘düşmana - Türklere karşı! - kimyasal gaz kullanmayı’ (!) savunuyordu.
Lordlar Kamarası’nda çok az sayıda karşı çıkan oldu. Türk direnişinin kırılması ve Osmanlı’nın ipinin çekilmesi için ‘cephede zehirli gaz kullanılacaktı’! Lordlar Kamarası’nda zehirli gaz kullanımını savunan Churchill, ‘Türkler insan değildir ki!’ demek küstahlığını gösterebiliyordu. Türk süngüsü ve cesareti karşısında kaçak güreşiyor, kitle ölümlerine yol açabilecek zehirli gazı tercih ediyordu. İngiliz istihbarâtı, Almanların elinde de kimyasal gaz olduğunu biliyordu; hattâ tecrübelerinin de farkındaydı. Almanlar, Batı Cephesi’nde, Fransa’da gaz kullanmış ve etkisini ölçmüştü. Korktukları bir başka nokta da Türklerin de - müttefikleri sayesinde! -zehirli gaza ulaşmasıydı. Bu durumda karşılıklı kitlesel ölümler kaçınılmazdı. Başbakan Lyold George da, Churchill’i destekledi. Toplantı sonunda öneri çoğunlukla benimsendi. Çanakkale’de cepheye sürülecek zehirli gaz varilleri, yeterli sayıda gazdan koruyucu maske ve donanım eşliğinde yola çıkarıldı. Gaz kullanacak birliklere Selanik’te kısa bir eğitim verildi. Bu iş için de Hindistan’dan getirilen Sih askerler tercih edildi.
Ama, planlamadıkları bir faktör vardı: Gelibolu’nun coğrafî şartları gaz savaşına uygun değildi. Yarımadada esen ve sürekli yön değiştiren rüzgâr, kimyasal gazı istenilmeyen bölgelere sürükle(yebili)rdi. Bazı yerlerde mevziler birbirine çok yaklaşmıştı: Gazı atan da hedef olan kadar tehlike altındaydı. Türk birliklerinde gaz maskesi yoktu; ama çoğunluğu da yüksek bölgelerde konuşlanmıştı. İngilizler ise kıyı şeridindeydi.
Birkaç küçük denemeden sonra, zehirli gaz kullanımı fikrinden vazgeçildi. Ama, Churchill’in Türk düşmanlığı ve elinden gelse ne yapabileceği tarihin sayfaları arasında yer aldı.
Ali Hikmet İnce yazdı.
Süzme Haber