Osmanlı’nın son döneminde, hükümdarın moralini yükseltmek ve halk nezdindeki itibarını korumak amacıyla kadrolu/maaşlı alkışçılar alınmıştı. Üç farklı grup şeklinde görevlerini yapan şakşakçıların başında bir ‘şeyh efendi’ bulunurdu. Şakşakçılar, padişah nereye giderse, takip eder, dua eder ve alkışlardı. Alkışlarken en çok tekrarladıkları dua ise, ‘Padişahım Çok Yaşa!’ idi.
Sarayda şakşakçı/alkışçı istihdamı 2. Abdülhamit ile başlamıştı. Sultan Abdülaziz döneminde alkışlama geleneği halka geçmişti. Sultan, Mısır gezisinden dönerken İzmir’e uğramış; çeşitli azınlıklardan oluşan halk tarafından çoşkun alkışlarla karşılanmış; ‘Viva le Sultan!’ nidalarına boğulmuştu. Halkın gösterdiği tavır, Sultan’ın çok hoşuna gitmişti, İstanbul’a varınca hep anlatmıştı.
2. Abdülhamit’in en bilinen/tanınmış Alkışçıbaşısı Şeyh Tevfik Efendi idi. Şakşakçılar, Mızıka-ı Hümâyûn (Askerî Bando)’da hademe kadrosunda gösterilmişti. Alkışçılar, 6, 8 veya 12 kişilik gruplar şeklinde toplanır ve alkışlamayı başlatırdı. Şakşakçıların 3 çeşit de duası vardı. İlki, ‘Uğurun hayır ola, yaşın uzun ola. Hak teâla efendimize ömürler vere, devletinle çok yaşa!’ idi. İlk alkış, padişah saraydan çıkarken veya cami çıkışında arabaya binerken başlatılır ve arkasından dua yapılırdı.
İkinci dua ise şöyleydi: ‘Yardımcın Allah ola, yaşın uzun ola. Hak teâla efendimize ömürler vere, devletinle çok yaşa!’ İkinci dua da alkışlar eşliğinde, padişah atından veya arabasından inerken gerçekleştirilirdi. Bu dua ayrıca, padişah bayramlaşma için salona girdiğinde yinelenirdi. Sadrazam, şeyhülislamın gibi devletin yüksek kademe memurları padişahın bayramını kutlarken de tekrar edilirdi.
Alkışla tekrarlanan üçüncü dua ise, ‘Maaşallah, ömrü devletinle çok yaşa!’ şeklinde olandı. Sadrazam cami kapısında bekler, alayla gelen padişahı karşılarken, alkış ve dua tekrarlanırdı.
Uzunçarşılı’nın kaydettiğine göre, 2. Abdülhamit Cuma namazını kılmak için Yıldız Hamidiye Camii’ne geldiğinde, hademe-i şahane alkış tutmaya başlar, askerler üç defa ‘Padişahım çok yaşa, ömrün uzun olsun!’ diye haykırırdı. Diğer bir tezahürat da, ‘Yardımcın Allah ola, devletinle çok yaşa!’ idi.
Ali Hikmet İnce yazdı.
Süzme Haber