Tarih yazan Bandırma Gemisi, 1924’de seferden alındı. Bir yıl sonra da Haliç’e çekilip tersanede söküldü. Rivayete göre, elde edilen hammadde hurdacıya satıldı.
2006’da vefat eden Ord. Prof. Reşat Kaynar, Latife (Uşşaki) Hanım’ın 5 defter halindeki el yazması anılarını okuyan ve 2025 yılına kadar açıklanmamasını/yayınlanmamasını öneren kişiydi.
Türkiye’de Atatürk konusunda çalışan yazarlara göre, Mustafa Kemal Paşa’nın Paris Büyük Camisi’ne yıllık yardımı 10 bin Fransız frangı kadardı. İaneleri ölümüne kadar düzenli şekilde sürmüştü.
Necmettin Erbakan, yakın çevresine ve şeyhi Mehmet Zahit Kotku’ya danıştı. Kotku, siyasetten uzak durmasını tavsiye edince, listeden adını sildirdi, adaylık önerisini geri aldı.
Baksı, doğunun halk dinlencelerini, şiirlerini, hikâyelerini, destanlarını dinleyerek/özümseyerek büyümüştü. Ziya Gökalp’in hemşehrisi ve yolunun yolcusuydu.
Reşit Galip, tavizsiz/inanmış bir Türk milliyetçisi ve Atatürkçü’ydü. Genç cumhuriyetin devrimlerine sıkı sıkıya bağlıydı, idealist savunucusuydu. Devrimler söz konusu olunca kimseyi tanımaz, sözünü sakınmazdı.
Bilal İnci; Fatma Girik, Türkan Şoray, Cüneyt Arkın ve Kadir İnanır gibi dönemin starları ile ard arda filmler çevirdi. Kendisi gibi, Yeşilçam’ın kötü damlarından Erol Taş ile de birçok filmde beraber rol aldı.
Türk Mafyası’nın en farklı önderiydi İnci Baba, nüfusa kayıtlı ismi ile Mehmet Nabi İnciler… Kısmen anlattığı anılarını tamamlasa, müthiş bir dizi senaryosu çıkabilirdi.
Cumhuriyetimizin kurucusu, ilk başbakanımız, ilk cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Paşa, kendisinden sonra aynı makama Mareşal Fevzi Çakmak’ın gelmesinin uygun olacağını söylemişti.
Turgut Özal; 9 yıl sonra, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra kurulan hükümette Başbakan Yardımcısı olarak önemli koltuklardan birine oturabilecekti… Ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 19’uncu Başbakanı ve 8’inci Cumhurbaşkanı seçilebilecekti…
70’li yılların sonunda Yeşilçam’ı ‘veba salgını’ gibi sarıp, gerçek sanatçıları tribünlere hapseden ‘erotik-porno film dalgası’nın yıldızlarından Tülin Tan, hayatının son günlerini Darülaceze’de geçiriyor.
Rivayete göre, babası, kızının şarkıcılık yapmasına rıza göstermemişti. Hasta yatağında, ölümün eşiğinde, ‘Belgin şarkıcı olursa, iki yakası bir araya gelmesin,’ diye beddua etmişti.